23 Sentlik Asker Şiiri

İkinci Dünya Savaşı, yıl 1941. Üç yıldır hapisteyim. Bursa'da hücremde, halkımın millî bağımsızlık uğruna yapmış olduğu kutsal savaşın destanını yazıyorum.

Saat üç buçuk. 
Halimur-Ayvalı hattı üzerinde 
manga mevziindedir. 
İzmirli Ali Onbaşı 
(Kendisi tornacıdır) 
karanlıkta gözyordamıyla 
sanki onları bir daha görmeyecekmiş gibi 
baktı manga efradına birer birer: 
Sağda birinci nefer 
sarışındı. 
İkinci esmer. 
Üçüncü kekemeydi 
fakat bölükte 
yoktu onun üsrtüne şarkı söyleyen.
Dördüncünün yine mutlak bulamaç istiyordu canı. 
Beşinci, vuracaktı amcasını vuranı 
tezkere alıp Urfa'ya girdiği akşam. 
Altıncı, 
inanılmayacak kadar büyük ayaklı bir adam, 
memlekette toprağını ve tek öküzünü 
ihtiyar bir muhacir karısına bıraktığı için 
kardeşleri onu mahkemeye verdiler 
ve bölükte arkadaşlarının yerine nöbete kalktığı için 
ona "Deli Erzurumlu" derdiler. 
Yedinci Mehmet oğlu Osman'dı. 
Çanakkale'de, İnönü'nde, Sakarya'da yaralandı 
ve gözünü kırpmadan 
daha bir hayli yara alabilir, 
yine de dimdik ayakta kalabilir. 
Sekizinci, 
İbrahim, 
korkmayacaktı bu kadar 
bembeyaz dişleri böyle tıkırdayıp 
birbirine böyle vurmasalar. 
Ve İzmir'li Ali Onbaşı biliyordu ki: 
tavşan korktuğu için kaçmaz 
kaçtığı için korkar.